13 Nisan 2016 Çarşamba

Sessizlik ve umut arayana, Eski Datça...


Eski Datça, Muğla ilinde Datça ilçesine bağlı bir köy. Buraya yolumuz geçtiğimiz yaz Datça’da kalmışken Can Yücel'in evini de görelim dememizle düşüyor.


Bir veya iki katlı Eski Datça'nın taş evleri, begonvil ve sarmaşıklarla dolu bahçeleriyle görülmesi gereken yerlerden. Sokakları, taş, evleri, kapıları, insanları, küçük kahve içilen yerleriyle sevimli ve sessiz bir yer.








Benim için ev kapılarının dıştan görüntüleri içinde yaşayanlar hakkında birer ipucudur. Hepsini fotoğraflar sonra içlerinde kimler yaşar tahmin etmeye çalışırım. Mavi kapı, ahşap kapı, kırmızı kapı, beyaz kapı… Kim bilir hangi güzelliklere ve kötülüğe şahit oldular…














Eski Datça’da gezmeye başlarken hava çok sıcak değildi. Sokağın ilk giriş kısmında el işi kolyeler, işlemeler, danteller, kapı süsleri veya magnetler görebilirsiniz. Dayanamayıp küçük ve çok güzel gözleri olan bir kızdan el işi kolye aldım. Tam üstüme uyumlu ve Güneş’i andırıyordu. Giderken “ne güzel bir kızsın sen” dememe gerek kalmadan, benden önce davrandı. “abla, sen çok güzelsin”. O anda ona sarılmamak için kendimi zor tuttum. Kafasını okşadım ve teşekkür ettim. “Güzel olan ben değil, senin kalbin…” dedim…



Sarı Kolyem



Datça sokaklarında yürümeye devam ederken, ölmeden önce “Mekanım Datça olsun, öldükten sonra beni Datça’ya gömün” diyen şair Can Yücel’in adının verildiği sokağa girdik. Biliyorsunuzdur ki, Datça Belediye Mezarlığı’ndaki anıt mezarı 19 Ağustos 2011 yılında saldırıya uğrayıp, tahrip edildi. Daha sonra heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından yeniden yapılmaya başlandı. İki mermer bloktan oluşan mezar taşı, daha önce olduğu gibi yeni doğacak bir bebeğin hayatla olan bağlantısını anlatıyor.







Can Evi adı verilen müzesi de biz gittiğimizde kapalıydı. Sadece etrafından ve kapıları üzerine asılanlardan dokunabildik anılara…











Zaten sözler, şiirler, yazılar kalmaz mı gidenin ardından bütün yüküyle…
Umarım siz gittiğinizde Can Yücel’in evine gider, oradan bir parça Datça havası da koklayıp gelirsiniz.


Eşi Güler Yücel’in şiiriyle de duygulanarak sessizce ayrıldık Can evinin önünden.


Can Taşı
balyozla parçalanabilir,
yok edilebilinir, ama…
ŞİİR öyle bir taştır ki,
ne balyozdan yıkılır,
ne yok edilir,
ne de balyozlan parçalanır…

ŞİİR
kalplere mığlanır,
toprakta çoğalır,
göklerde yükselir…
Senin gibi Can…






Bu güzel şiirle eşine olan sevgisini ifade ediyor Güler hanım. Benden de umut etmeli insan, insanın güzelleşebileceğine sözleri dökülüyor.. Tıpkı Can babanın dediği gibi.

“Bir deniz anasıdır umut taa suların ortasında,
açılır kapanır,
açılır kapanır,


kapanır kapanır açılır.” 


#Datça #Canevi

21 Haziran 2018 Uluslararası Yoga Günü - BURSA 21 Haziran Uluslararası Yoga Günü’nün Bursa programı burada!   13.00 Hatha Yoga’yı s...