26 Aralık 2016 Pazartesi

Kasım ayı geçmiş yaz(a)mamışım, Aralık gelmiş gidiyor bile, üstüne yeni bir yıl geliyor ben nerelerdeyim böyle ?



Yeni yılda sizi bu kadar boş bırakmayacağım, söz. Yoğun ve hızlı geçen günlerimin temposu artarken, ülkemizde yaşanan üzücü olaylar sonucunda yazdığım yazılar hep bilgisayarda kaldı. Sadece sosyal medya hesaplarımda yaptım paylaşımlarımı. Beni seven, destekleyen, enerjimi alan ve veren herkese çok teşekkür ederim.

İyi ki varsınız!

2016 yılına veda ederken biraz hislerimizi sorgulayalım dedim yeni yazımla...
Ne çok üzüldük ne çok ağladık değil mi, bir yandan delicesine gülerken, sevdiklerimizi kucaklarken...

Seni seninle bırakıyor ve iyi okumalar diliyorum.



Nasıl hissediyorsun?

Ne çok soruyor değil mi sosyal medya bunu bize? Bu soruyu düşünmeyeli uzun zaman olduysa veya her gün düşünüyorsan yeniden “hala” yaşıyorsun işte. Nasıl hissettiğinin senin için bir önemi var mı? Ya da nasıl hissetmek istediğini sen seçebiliyor musun? Yaşanılan iyi veya kötü şeyler neden hep senin başına geliyor diye de düşünüyorsundur belki. Çünkü biz zannederiz ki herkes “iyi” yaşamak zorunda. Zorlukla veya kötülükle karşılaştığında ondan nasıl bir ders alması gerektiğini görmek istemeden iyi olmaya yönelir. Savunma mekanizması o kadar hazırdır ki, beynin hemen önyargılarını çıkarır ortaya...

“Hayır, kötü hissedemem. İyi olmalıyım.”

Oysa ki kötünün de zorluğun da üzüntünün de aklına gelen tüm olumsuz duygularında “herkes” tarafından yaşandığını bilirsek, anlamaya çalışırsak ve bunu kabullenirsek her şey daha kolay olabilir...

Kötü hissetmenin sende, bedeninde, ruhunda bıraktığı etkiyi gözlemleyebiliyor musun? Sadece gözlerin mi düşüyor, gülümsemiyor mu yüzün, omuzların daha mı düşük, miden boş olmasına rağmen yemek yemek istemiyor mu canın, tebessüm bile edemiyor mu yüz kasların, seni ayakta tutan omurgan daha da mı aşağıya gitmek istiyor? Hangileri bedeninde oluşanlar, olanlar veya olmayanlar?

Kendini sadece “nasıl” hissettiğinin tek başına bir anlamı ve çözümü yok. “Neden”ini ve zihninde bıraktığı, bedeninde oluşturduklarını gözlemlemelisin çünkü.

Ben bunları 25 senelik yaşamım boyunca sadece “yoga” ile bulabildiğimin farkına vardım. Hissettiğim her duyguyu dibine kadar yaşadım ve ondan bir şey öğrenmek için kendime fırsat sundum. Yoga matında her kendimle kaldığımda, önce meditasyonda sonra hareketlerimde kendimi gözlemledim. Sadece hareket yapmaktan çok o hareketin bana kazandırdıklarına bakmaya, görmeye çalıştım. Eğitmenliğim boyunca ve hala devam ederken de karşı tarafa bunu aktarmaya çalışıyorum...



Ve tabii ki tüm bu yaşadıklarımın hepsinin bir zamanı vardı...

Doğru zaman diye bir şey var. Evet gerçekten var!

“Evrende her şeyin bir zamanı var.”

Tohumu ekecek zaman, fidanı dikecek zaman, onu sulayacak zaman, yağmurun yağacağı zaman, güneşin açacağı zaman, çocuğun büyüyeceği ve dünyayı anlayacağı, isteklerinin oluşmasının ve önüne aşkın çıkması için de bir zaman var...

Ben de o zamanı yakalamıştım ve bunları kendimde gözlemleyebildim. Neden sen de yapamayasın ? 

Tüm soruların cevabı senin içinde...



Şuan bunu okuyan gözlerini bir süreliğine kapa ve burnundan derin bir nefes almaya başla...

Bu nefesi yavaşça bırak, gitsin...

Her nefes alışında pozitif enerjiyi, tüm olumlu duygu ve düşünceleri, sağlığı, mutluluğu, huzuru içine doğru çek.

Her nefes verişinde negatif enerjiyi, tüm olumsuz duygu ve düşünceleri, kalbinde ve zihnin taşıdığın tüm yükleri, at, gitsin...

Kalbini ve zihnini evrenin getireceği tüm yeniliklere sonsuz bir şükranla aç...

Güneş & Güneş 'Olympos 2016

Sen her şeye değersin, özelsin.

Işığını bulman ve kaybetmemen dileklerimle, yeni yılınız şimdiden kutlu olsun!



Namaste

Her türlü sorun ve mesajın için bana yazabilirsin.
Mail: gunesaras@okuantum.net
Instagram / twitter: @gunessaras

31 Ekim 2016 Pazartesi

Yeni kavuşumlar zamanı;...

Doğum ayım ekim ayının son günü bugün, yarın yeni bir ay kasım'ın ilk günü. 
Güneş Işınları adını verdiğim blogumda da 9.ay olacak. Hızlı geçen günler, aylar ve yıllar diyeceğiz hep birlikte. Benimle olduğunuz için kocaman teşekkür ederim her birinize.

Bugün de kısa bir yazı paylaşmak istedim. 
Yeni ay akrep burcuna geldi. İçinizde astroloji meraklıları varsa bilir, bilmeyen de okusun öğrensin istedim. Işığımız bol ve daim olsun.



"Gece ne kadar karanlıksa, sabahı o kadar aydınlık olacak." diyor astrolog Zeynep Turan. 

Duygular, düşünceler en üstte, kararlar derin ve kalp çarpıntıda. 
Doğamız olan sessizliğe çekilme, düşünme vakti. Kendine, kabuğuna çekilme, dönüp ateşinde yanma, aydınlığa çıkma zamanı. 

Yeni kavuşumlar, olanı oldurma, hayallere kavuşma zamanı. Şansın sizden yana olma olasılığı yüksek. Gündem yoğun, zihinler yoğun, bedenler yorgunken biraz kendine "dönme" vakti. Belki biraz meditasyon, belki kendini yazarak ifade etme, belki yeni bir şeyler üretme...
Kendini nasıl "iyi" ve "huzurlu" hissediyorsan, o da senin elinde.

Unutma, her şey sen izin verdiğin sürece.


Ek;
Facebook sayfam "Güneşli Yoga" dan da beni takip edebilirsin.

Sevgiyle kalın,

Namaste.
Her türlü sorun ve mesajın için bana yazabilirsin.
Mail: gunesaras@okuantum.net
Instagram / twitter: @gunessaras

x

4 Ekim 2016 Salı

Merhaba Ekim,
 
Yeni ayla birlikte ho
şgeldin, yenilik getirdin. 
Yeni ayımız sevgi dolu, huzurlu, dengeli, sabırlı, sağlıklı geçsin; tıpkı kalbiniz gibi.



Bu aya yoganın 12 hareketini yaparak, ağır spor ve egzersizden yorulan, ağrıyan omurga ve belinizi rahatlatmayı amaçlayan bir seriyle merhaba diyorum. 


Vücudu zorlayan, kasları tamamiyle aktive eden ve yoran egzersizler sonrası en güzel dinlenme yolu; yoga. 

Kaslarınızı uzatarak, zihninizi en sadeye odaklayarak, hafif esnemelerle yapılan bir kaç yoga hareketi bedeninizi ve zihninizi rahatlatacak. Bir başka deyişle günün yorgunluğunu atmak veya ağır spor ve egzersizlerden sonra vücudunuza “cila” çekmek istiyorsanız bu hareketler size çok fayda sağlayacak.

Nasıl mı ?

Başlayalım o zaman.

Çocuk duruşu (hastabalasana) ile matta 2 dk. burundan nefes alıp ve vererek rahatlayalım.



Kedi esnemesi (marjaryasana) ile nefes verip karnımızı içimize çekelim ve nefes alarak tamamlayıcısı inek esnemesi (bitilasana) ile kendi ritmimizde harekete devam edelim.




Belimizi mata doğru bastırıp Kobra duruşuna(bhujangasana) geçelim. Burada omuzlarımızı geri çekip belimize yük binmesini engelleyelim ve aynı zamanda yükü eşit dağıtalım.




Ardından mata uzanıp bacakları önce teker teker nefes alıp kaldırıp, nefes vererek indirelim. Sağ ve sol bacak bittiğinde, bacakları gergin bir şekilde nefes alıp kaldırıp biraz havada tutup nefes verip tekrardan mata koyalım. Yukarı kaldırdığımızda burada bir kaç nefes bekleyip esnemelerine izin verelim.


Ağacın köklerine sarıldığı gibi bedenimize burgu yaptırmakta sıra. Bir ağacın kökü gibi hayal edelim. Bacağımızı havaya kaldırıp ardından yan tarafa uzatıp, kollarımızı da yanlara açalım. Boynumuzu önce sağ tarafa çevirip ellerimizin üstünden yere bakalım. Ardından sol tarafa çevirip omuzlarımızı yere bastırmaya devam ederken nefes alıp verelim. Sağ ve sola yaptırdığımız hareketten sonra ayaklarımızı kendimize çekip ayak tabanlarımızı mata basalım.



Buradan köprü duruşuna (setu bandha sarvangasana) geçelim. Nefes alıp belimizi mata bastırıp sonra yavaşça kalçamızı yerden kaldıralım ve kürek kemiklerimizin üzerine kalkalım. Nefes verirken önce kürek kemiklerimiz sonra sırtımız, kalçamız ve en son belimiz mata gelsin. Bir kaç tekrardan sonra omurga fleksiyonunu sağlamak için cenin duruşunda biraz sallanalım ve ardından omuz ve boyun esnetmesi için elmas duruşuna(vajrasana) geçelim.




Elmas duruşunda ellerimiz arkamızda ve sol el sağ el bileğini tutarak, nefes alıp geriye doğru hafif gidelim, nefes verirken mata doğru yavaşça eğilmeye başlayalım ve alnımız mata geldiğinde burada duralım. Geri dönüşte önce alnımı mattan kaldırıp, sonra kürek kemiklerimi içe çekip belimizi kitleyelim ve yavaşça doğrulalım. 3-4 tekrardan sonra tekrar öne mata geldiğimizde burada ellerimizi vücudumuzun yanına bırakalım.




Kaslarımızı uzatıp, esnetip, rahatlattıysak sırada tüm faydanın toplandığı gevşeme kısmına geçelim. 5 veya 10 dakika ceset duruşunda (savasana) bedenimizin rahatlamasına izin verelim.


Grup derslerimde Savasana kısmında müzik kullanmıyorum, sadece 1 kez istek üzerine bu müziği açtım, sizlerle paylaşayım. https://www.youtube.com/watch?v=h7pQl4HSr6g

Siz müzikle kendinizi daha “iyi” ve “rahat” hissediyorsanız, lütfen müzikten kaçmayın. Yoga da şu doğru veya şu yanlış yok. Nasıl iyi hissediyorsanız öyle pratik yapın ve çalışın.

Ve sadece siz izin verdiğinizde dönüşüm başlayacak.

Bireysel veya grup derslerim hakkında bilgi almak için benimle iletişime geçebilir veya www.okuantum.net üzerinden Ekim ayı programıma bakabilirsiniz. 

Sevgiyle,

Namaste

Her türlü sorun ve mesajın için bana yazabilirsin.
Mail: gunesaras@okuantum.net
Instagram / twitter: @gunessaras



21 Haziran 2018 Uluslararası Yoga Günü - BURSA 21 Haziran Uluslararası Yoga Günü’nün Bursa programı burada!   13.00 Hatha Yoga’yı s...